Obdan Sistem Genel Müdürü Arkın Obdan ile Türkiye – Malezya arasındaki STA düzenlemesi konulu röportajımız
Türkiye ile Malezya arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması (STA) çerçevesinde “onaylanmış ihracatçı” statüsüne ilişkin yaşanan usulsüz ithalat sorunları, sektörde ticaret dinamiklerini doğrudan etkiledi. Gümrük süreçlerinde şeffaflığı arttırmak ve ticaretin öngörülebirliğini sağlamak adına önemli bir adım atıldı. Türkiye ile Malezya arasındaki STA düzenlemesi, ithalatçıların karşılaştığı ek maliyetleri azaltarak, sektörde güven ortamını güçlendirmeyi hedefliyor. Yeni düzenlemenin sektöre etkileri neler olacak? Obdan Sistem Genel Müdürü Arkın Obdan konu ile ilgili sorularımıza yanıt verdi.
Hatanın fark edilip düzeltilmesine kadar ithalatçılar ne gibi zorluklarla karşılaştı?
Bu süre zarfında ithalatçılar fatura beyanı yerine “menşe belgesi” temin ederek ithalatlarını gerçekleştirdi. Ancak menşe belgesi temininin onay süreçlerine tabi olması ve orijinalinin gerekmesi, zaman kayıplarına neden oldu.
Cezalar ve denetim süreçlerinin firmaların operasyonlarına etkisi nasıl oldu?
Söz konusu ek tahakkuk ve cezaların geriye dönük üç yıllık bir süreyi kapsaması nedeniyle firmalar ithalat sırasında maliyetlerini hesaplayarak satışını yaptıkları/üretime aldıkları ürünler için sonradan beklemedikleri maliyet ve zarar ile karşılaştılar.
Malezya STA-01/2024 Sayılı Ortak Komite Kararı çerçevesinde yapılan düzenlemenin sektöre katkıları ne olabilir?
Yapılan düzenleme ile öncelikle STA’da eski adları kullanılan her iki ülke bakanlığının da adları güncellendi. Türkiye’de yerleşik ithalatçıların bilgisi dahilinde olmayan, ithalatı yapılan ürünlerin ilgili STA kapsamında Malezya menşeli (üretimi) olması ve diğer hususların STA’ya uygun olması nedeniyle oluşan mağduriyetin giderilmesi için geriye dönük olarak, üç yıllık bir süre zarfında yapılan ithalatlar için “menşe belgesi” temin edilmesine olanak tanındı. Bu sayede firmalar menşe belgesi temin ederek oluşan ek tahakkuk ve cezaları iptal ettirebilecek. Bu durumdai, maliyetlerde haksız artışların da önüne geçilmiş olacak.
Evrak düzenlemeleri ve uyum süreçleri, gümrük idarelerinin daha şeffaf çalışmasına nasıl yardımcı oluyor? Firmalar için bu süreçteki en kritik adımlar neler?
Serbest Ticaret Anlaşmaları veya diğer anlaşmalar sebebiyle belge teminlerinde maalesef aksaklıklar ve/veya hatalar olabiliyor ancak gümrük idareleri, bu konularda ilgili anlaşmaların özünde neyi amaçladığı hususunu unutmamaları gerektiğini firmalara bir kez daha hatırlatıyor. Firmaların ise bu tür ihtilaflarda hemen karar vermeden önce (cezayı ödemek veya itiraz etmek gibi) konuyu uzmanları ile detaylı bir şekilde inceleyip araştırması gerektiği ortaya çıkıyor.
Geçmişteki usulsüz ithalat sorunlarının sektördeki genel ticaret dinamiklerini nasıl etkiliyor? Bu tür düzenlemelerin gelecekte aynı sorunları tekrar önlemesi mümkün mü?
Türkiye ile Malezya arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması (STA) çerçevesinde “onaylanmış ihracatçı” statüsüne ilişkin yaşanan usulsüz ithalat sorunları, sektörde ticaret dinamiklerini doğrudan etkiledi. Bu durum, ithalatçı firmaların karşılaştığı cezalar ve ek tahakkuklarla birlikte, ticaret süreçlerine olan güveni zedeledi ve maliyetlerin öngörülebilirliğini azalttı. Ayrıca, ithalatçıların vergi muafiyetine güvenerek oluşturduğu maliyet hesaplamalarının bozulması, ticari karar alma süreçlerini olumsuz etkiledi.
Bu tür ihtilaflar, dış ticarette şeffaflığın ve her iki tarafın da anlaşma hükümlerine uygun hareket etmesinin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak, her iki ülke yetkililerinin ortak bir çözüm geliştirme çabası, gelecekte daha sağlam ticaret ilişkileri kurulması için önemli bir adım oldu.
STA kapsamındaki bu sorunların tekrar etmemesi için gelecekte daha net düzenlemelerin yapılması şart. Özellikle yetki ve sorumlulukların netleştirilmesi, düzenli denetimler ve izleme mekanizmalarının işletilmesi konularının oldukça önem taşıdığı kanaatindeyim. Bu tür önlemler, firmaların hem yasal çerçeveye uygun hem de daha öngörülebilir bir ticaret yapmalarına olanak sağlayacaktır.
Gümrükteki düzenlemelerin etkinliği arttıkça, firmaların daha sağlıklı bir ticaret yapabilmesi için gereken adımlar nelerdir?
Gümrük düzenlemelerinin etkinliği arttıkça, firmaların bu süreçlere uyum sağlamaları için proaktif adımlar atmaları gerekiyor. Şirketlerin uyumluluk programlarını uygulamaları bu adımlardan biri örneğin. Firmalar, hem ulusal hem de uluslararası ticaret mevzuatlarına uyum sağlamak için iç denetim mekanizmalarını güçlendirmeli ve düzenli eğitim programları uygulamalılar. Diğer taraftan gümrük işlemlerinde kullanılan belgelerin dijitalleştirilmesi ve süreçlerin otomasyonla hızlandırılması, uyumluluk maliyetlerini düşürebilir. Tabii gümrük ve dış ticaret mevzuatının sürekli değişim gösterdiğini de göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Bu nedenle, firmalar uzman danışmanlık alarak, gelişmeleri yakından takip etmesi önem taşıyor.
Yeni düzenlemelerin gelecekte ticaret ve gümrük süreçleri açısından sektöre getireceği en büyük değişiklikler neler olacak? Firmalar bu değişimlere nasıl hazırlıklı olmalı?
Yeni düzenlemeler, gelecekte ticaret ve gümrük süreçlerini daha şeffaf ve izlenebilir hale getirecek. Bu durum, ticaretin etkinliğini artırırken hatalı işlemlerin ve belirsizliklerin önüne geçebilir. Tabii firmaların da bu değişimlere hazırlıklı olması için atması gereken adımlar var. Bu doğrultuda gümrük ve ticaret süreçlerinde dijitalleşmeyi benimsemek, veri doğrulama ve belge yönetiminde kolaylık sağlayabilir. Dış ticaret süreçlerindeki riskleri öngörmek ve yönetmek için risk analizi mekanizmaları oluşturmak, her zamankinden önemli hale gelecek. Bunların yanı sıra yeni düzenlemelere uyum sağlamak için değişiklikler henüz yürürlüğe girmeden iç süreçlerde düzenlemeler yapılması da firmalar açısından önem taşıyor.