Demiryolunda Yeni Dönem: Türkiye, Lojistik Gücünü Raylara Taşıyor

18-20 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilen Eurasia Rail Fuarının ilk gününde “Demiryolu ve Yük Taşımacılığında Stratejik Dönüşüm, Özel DTİ’ lerin Rolü” başlıklı oturumda  kamu ve özel sektör yetkilileri bir araya geldi.

Demiryolunda Yeni Dönem: Türkiye, Lojistik Gücünü Raylara Taşıyor

18-20 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilen Eurasia Rail Fuarının ilk gününde “Demiryolu ve Yük Taşımacılığında Stratejik Dönüşüm, Özel DTİ’ lerin Rolü” başlıklı oturumda  kamu ve özel sektör yetkilileri bir araya geldi.

Oturumda, TCDD Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Nizametdin Çiçek, Pasifik Eurasia Yönetim Kurulu Başkan Vekili  Erol Erkan, OMSAN Lojistik Genel Müdürü Hasan Öngel ve Körfez Ulaştırma Genel Müdürü Özen Şener yer aldı.

 

TCDD Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Nizametdin Çiçek, demiryolu sektöründeki kamu-özel iş birliğini, altyapı yatırımlarını ve Türkiye’nin 2053 vizyonunu değerlendirdi: “Demiryolu taşımacılığı stratejik önceliğimiz. 14 bin km’lik ağımızı 30 bin km’ye çıkaracağız.”

eurasia rail demiryolu yük taşımacılığı oturum

Altyapıda Tarihi Dönüşüm

Konuşmasında Türkiye demiryolu altyapısının son 20 yılda geçirdiği değişime dikkat çeken Çiçek , bu dönemde yaklaşık 63 milyar dolarlık yatırım yapıldığını ve 2251 kilometresi hızlı tren olmak üzere 3000 kilometreye yakın yeni hattın hizmete alındığını belirtti. Elektrifikasyon ve sinyalizasyon çalışmalarında da önemli mesafe kaydedildiği, halen 4000 kilometrelik demiryolu inşaatının sürdüğü ifade edildi.

Yeni Lojistik Koridorlar Yolda

Çiçek, Türkiye’nin coğrafi avantajına dikkat çekerek, Orta Koridor ve Kalkınma Yolu gibi uluslararası lojistik hatların Türkiye üzerinden geçmesinin stratejik önem taşıdığını vurguladı. “Basra’dan Rotterdam’a uzanan 6500 km’lik yeni aks, Türkiye’yi lojistikte bölgesel üs haline getirebilir” dedi.

Sektörel Pay %3,5’te: Hedef %15

Konuşmada öne çıkan bir diğer konu ise demiryolunun sektörel yük taşıma payı oldu. Türkiye’de yılda yaklaşık 1 milyar ton yük taşınırken, demiryolunun bu pastadaki payı sadece %3,5 seviyelerinde. Bu oranın kısa vadede %15’e çıkarılması hedefleniyor.

Bugün itibarıyla sektörde 11 özel taşımacılık operatörü bulunduğunu ifade eden Çiçek, “Kaliteli ve rekabetçi bir demiryolu sektörü için altyapı kadar nitelikli operatörlere de ihtiyaç var” diyerek özel sektöre çağrıda bulundu.

2053 Vizyonu: 30 Bin Kilometre Demiryolu Ağı

Çiçek, Türkiye’nin 2053 demiryolu vizyonunu da kamuoyuyla paylaştı. Bugün 14 bin kilometre olan demiryolu ağının, devam eden projeler ve planlamalarla birlikte 2053 yılına kadar 30 bin kilometreye çıkarılmasının hedeflendiğini söyledi.

 

Özel Sektör Demiryolunda Dönüşümün Motoru Olabilir

 

Panelde söz alan Pasifik Eurasia Yönetim Kurulu Başkan Vekili  Erol Erkan, sektörel dönüşümde özel taşımacılık operatörlerinin artan rolüne ve regülasyon ihtiyaçlarına dikkat çekti.

“Bugün özel sektörde tren işletmecisi olarak sahada 11 şirket var. Oysa daha birkaç yıl öncesine kadar bu sayı yalnızca 2 idi,” diyen Erkan, bu gelişmeyi olumlu karşıladıklarını ancak mevzuat tarafında değişimin aynı hızla ilerlemediğini vurguladı:

“2013’te yürürlüğe giren düzenlemelerle başlayan özel sektörün sisteme entegrasyonu süreci, yaklaşık beş yılda ilk sonuçlarını verdi. Ancak o gün çıkan yönetmeliklerle bugün hâlâ yola devam ediyoruz. Dünya değişti, teknoloji değişti, biz hâlâ aynı mevzuatla ilerliyoruz.”

Bakış Açısını Değiştirmek Zorundayız

Lojistik faaliyetlerin sadece taşımadan ibaret olmadığını vurgulayan Erkan, bu işin arka planında büyük bir sorumluluk olduğunu dile getirdi.

“Taşıma bedeli belki 10 bin dolar ama taşıdığımız ürün 5 milyon euro. Konteynerin içinde ne olduğunu bilerek bakarsak, işin ciddiyeti ve yönetim yaklaşımı da değişir,” dedi.

Hem özel sektör hem kamu deneyimine sahip olduğunu belirten Erkan, lojistik süreçlerin bütüncül ele alınması gerektiğini ve kamu tarafının da bu vizyonu benimsemesinin önem taşıdığını söyledi.

Uluslararası Operatörlükte Yeni Sayfa

Pasifik Eurasia olarak Türkiye’nin ilk uluslararası yük tren operatörü olmanın gururunu yaşadıklarını ifade eden Erkan, bu tecrübeyi sektöre yaymak istediklerini söyledi. Ancak sektörel büyüme için serbest hat kullanım modeli, yönetmelik revizyonları, mali teşvikler ve uluslararası geçiş prosedürlerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

“Bugün Avrupa’da uygulanan takaslı hat paylaşım sistemi, kullanılmayan bir tren hattının anlık olarak başka bir operatör tarafından değerlendirilmesini sağlıyor. Bizde de bu model uygulanabilir.”

Yeşil Lojistik ve Teşvikler 

Avrupa Birliği’nin mod kaydırma politikalarına örnek veren Erkan, karbon emisyonunu azaltmak amacıyla demiryolu taşımacılığına teşvik verildiğini hatırlattı:

“Avrupa’da KDV indirimi ya da ÖTV muafiyeti gibi teşviklerle karayolundan demiryoluna geçiş hızlandırılıyor. Türkiye’de de benzer teşviklerin gündeme alınması gerekiyor.”

2030 sonrası deniz taşımacılığına karbon vergisi geleceğine dair güncel uluslararası raporları da hatırlatan Erkan, Türkiye’nin bu değişime hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.

“Rakip değil, tamamlayıcıyız”

TCDD Taşımacılık’ı “rekabetten ziyade referans aktör” olarak tanımlayan Erkan, özel sektörün kamuyla birlikte hareket ederek daha güçlü ve sürdürülebilir bir demiryolu ekosistemi oluşturabileceğini vurguladı.

“Bazı zorluklar yaşıyoruz elbette. Ama özel sektörün motivasyonu ve dinamizmi, kamu otoritesinin vizyonuyla birleşirse Türkiye demiryolunda çok daha hızlı yol alır. Sektördeki gelişim total bir vizyonla olur. Bugün taşıdığımız yük sadece Türkiye’yle sınırlı değil. Kazakistan’dan Azerbaycan’a, Gürcistan’dan Avrupa’ya kadar uzanıyor. Geçişlerin hızlanması için gümrük ve mevzuat uyumu çok önemli.”

Erkan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Demiryolu sektöründe özel sektör büyüyor ama sistemin de buna göre evrilmesi gerekiyor. Eğer birlikte hareket edersek, Türkiye demiryolu lojistiğinde bölgesel lider olur.”

 

Demiryolu, Geleceğin Taşıma Modu

OMSAN Lojistik Genel Müdürü Hasan Öngel, OMSAN’ın 2017’de  demiryolu tren işletmeciliği yetki belgesi alarak demiryolu taşımacılığı alanında faaliyet göstermeye devam ettiklerini ve bu alana uzun vadeli stratejik bir perspektifle baktıklarını vurguladı.

Öngel, “Demiryolu taşıması artık sadece ekonomik değil; jeopolitik, çevresel ve stratejik bir yatırım olarak ele alınmalı. Biz de OMSAN olarak sadece bugünü değil, yarını hedefliyoruz.” dedi.

1978 yılında kurulan ve %100 OYAK iştiraki olan OMSAN Lojistik, bugün Türkiye dahil 4 ülkede ve 7 şirket altında faaliyet gösteriyor. Öngel’e göre, şirketin en kritik faaliyet kollarından biri demiryolu taşımacılığı:

“Demiryolu şu anda maliyet avantajı sunmasının yanında, çevreci yönüyle de ön planda. Özellikle liman bağlantıları ve orta vadeli devlet planlarında aldığı yer, bu alanın stratejik önemini ortaya koyuyor.”

Uluslararası ticaret koridorlarında rekabetin arttığını belirten Öngel, demiryolunun hem taşıma kapasitesi hem de yeşil lojistiğe katkısı açısından ideal bir çözüm sunduğunu ifade etti:

“Demiryolu; denizyolunun taşıma kapasitesine, karayolunun hızına yaklaşan hibrit bir mod. Özellikle intermodal taşımacılıkta merkezi bir rol oynuyor. OMSAN Lojistik’in demiryolu yatırımlarında öncelikle grup içi yüklerin güvenli ve sürdürülebilir şekilde taşınmasına odaklandığını belirten Öngel, bu kapsamda özellikle maden ve metalürji alanlarında aktif olduklarını söyledi.

“Sivas ve Malatya’dan demir cevheri ve kömür gibi hammaddeleri alıp İskenderun Payas’taki entegre demir-çelik tesisimize ulaştırıyoruz. Bu bağlantı, sadece ticari değil; ülkemizin cari açığı dahil olmak üzere birçok ekonomik göstergeyi etkileyen bir hat.”

Bu faaliyetler kapsamında doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 200 kişilik bir istihdam sağlandığını belirten Öngel, demiryolu ekosisteminde insan kaynağının da kritik bir unsur olduğunu vurguladı.

“Veriye Dayalı Yatırım Kararları Alıyoruz”

Öngel, özel sektörün yatırım kararlarını her zaman veri ve geri dönüş analizine dayandırdığını, ancak demiryolu yatırımlarını değerlendirirken bu yaklaşımı stratejik öngörülerle harmanladıklarını ifade etti:

“Elbette maliyet, verimlilik ve finansal geri dönüş analizleri yapıyoruz. Ancak demiryolunda kararlarımız sadece bugünkü tabloya değil, uzun vadede stratejik hedeflere dayanıyor. Özellikle iklim değişikliği ve yeşil lojistik başlıkları bu sürecin merkezinde.”

“Demiryolunun Geleceği Kamu ve Özel Sektör İşbirliğine Bağlı”

Son olarak sektörde yaşanan sorunlara da değinen Öngel, insan kaynağından düzenleyici çerçevelere kadar birçok alanda kamuyla iş birliğinin güçlenmesi gerektiğini vurguladı.

Özen Şener: “Demiryoluyla 167 Bin Ton Karbon Salımı Önledik”

Körfez Ulaştırma Genel Müdürü Özen Şener, şirketin karbon ayak izini azaltmaya yönelik stratejik vizyonunu, yatırımlarını ve teknoloji uygulamalarını paylaştı.

Şener, “TÜPRAŞ’ın net sıfır hedefi doğrultusunda karayolunda taşınan akaryakıtı demiryoluna kaydırmak üzere yola çıktık. 2017 yılında %62 olan demiryolu taşıma oranımızı %94 seviyesine çıkardık. Bugüne kadar 167 bin ton karbon eşdeğeri emisyonu önlemiş durumdayız.” dedi.

Tamamı Özmal ve Yüksek Kapasiteyle Operasyon

“Körfez Ulaştırma, yıllık 2,5 milyon tonluk taşıma kapasitesiyle Türkiye akaryakıt lojistiğinde lider durumda. Şirket, tüm operasyonlarını özmal lokomotif ve vagonlarıyla yürütüyor; lokomotiflerin bakımları ise Kırıkkale Rafinerisi içinde kurulu kendi bakım atölyelerinde gerçekleştiriliyor.” diye devam eden Şener,

“Tek hat işletmeciliği yaptığımız için en küçük aksaklık tüm hattı etkileyebilir. Bu nedenle ekipman kalitesinden ödün vermeden, güvenli ve sürdürülebilir taşımacılığı esas alıyoruz.”

İnsan Kaynağına ve Eğitime Yatırım

Özen Şener, Körfez Ulaştırma’nın insan kaynağına yaptığı yatırımlara da dikkat çekti. TCDD kökenli deneyimli kadrolar ile genç jenerasyonun sinerjisini kurarak, kurum içi bilgi aktarımını etkin bir şekilde sağladıklarını belirtti.

“TCDD Eğitim Dairesi’nin desteğiyle yeni istihdam ettiğimiz ekipleri hem teknik hem operasyonel anlamda geliştiriyoruz. Lojistikte insan faktörü hâlâ en kritik unsur.”

Dijitalleşme Odaklı Verimlilik Artışı

Şirket, operasyonel verimliliği artırmak için Rail Wizard isimli iç kaynaklarla geliştirilen yazılım aracılığıyla makinist planlaması ve vagon çizelgelemesi yaptıklarını ve lokomotif konum takibi ve ATS durumu gibi verilerin anlık takibinin sağlandığını söyleyen Şener,

“Veriye dayalı kararlar sayesinde sadece güvenliği değil, operasyonel verimliliği de artırıyoruz. Dijitalleşme yatırımlarımızın ikinci ve üçüncü fazlarıyla birlikte, maliyet avantajı sağlayan yeni analiz araçlarını da devreye alacağız.

Körfez Ulaştırma, yalnızca kendi operasyonlarına değil, sektör geneline de katkı sunuyor. Kırıkkale’deki bakım atölyeleri, diğer operatörlere de hizmet vererek ekosistemin büyümesine katkı sağlıyor.

Sayıca artan özel DTİ’lerin kaliteyi önceleyerek denetlenebilir şekilde büyümesi sektörün sürdürülebilirliği için kritik. Ortak hat kullanımlarında güvenlik zaafına yer yok.” dedi.

 

Yayınlama: 21.06.2025
Düzenleme: 21.06.2025 02:28
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.