11/16 Ağustos Haftasının Ekonomik Panaroması

1959 yılında Antalya’nın İbradı ilçesine bağlı ÜRÜNLÜ köyünde doğdu. İnşaat ustası baba ve ev hanımı annenin yedi çocuğunun en küçüğüdür. Antalya’da ilk, orta ve lise öğrenimi sırasında inşaat işçiliği, sebze meyve işçiliği yaptı.1978 yılında İstanbul Üniversitesi işletme fakültesini kazandı ve 1982 yılında mezun oldu. Üniversite öğreniminin ikinci sınıfında İstanbul Tahtakale’de hırdavat ticaretine başladı.21 yıl hırdavat ticareti yaptıktan sonra ülkenin ekonomik koşullarından dolayı büyük bir fabrikaya satış müdürü oldu. Daha sonraki süreçte başka işletmelerde satış direktörlüğü, grup satış müdürlüğü ve sektör başkanlığı yaptı. 2008 yılında yakalandığı kronik böbrek yetmezliği ve 2013 yılında diyaliz tedavisine başladıktan sonra emekli olmak durumunda kaldı. Emekli olduktan sonra kendi bilim dalı olan ekonomi konusunda çalışmalar yaptı. SATIŞIN TEMELLERİ ve Ürünlü köyünü anlatan İŞTE KÖYÜM İŞTE KÖYLÜM kitabına ilaveten EV HEMODİYALİZİ kitaplarının yazarıdır. Halen DÜNYA GAZETESİ-SANAYİ HABER AJANSI,TÜNAYDIN GAZETESİ NALBUR TEKNİK DERGİSİ-İŞ GELİŞTİRME DERGİSİ VE MADE IN TURKEY dergilerinde ekonomik ve sosyal makaleler yazan ZAFER ÖZCİVAN evli ve iki çocuk babasıdır.

Türkiye ekonomisi açısından 11-16 Ağustos haftası hem iç hem de dış gelişmelerin yoğun biçimde takip edildiği bir dönem oldu. Bu süreçte açıklanan makroekonomik veriler, Merkez Bankası’nın yayınladığı enflasyon raporu, küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmalar ve siyasi düzeyde gerçekleşen görüşmeler, ekonomik gündemin ana hatlarını belirledi. Yatırımcıların beklentileri ile piyasalardaki fiyatlamalar arasında zaman zaman farklılıklar gözlense de genel çerçevede ekonomi yönetiminin izleyeceği yol haritasına dair ipuçları daha net hale geldi.

Merkez Bankası’nın Enflasyon Raporu ve Piyasaların Tepkisi

14 Ağustos’ta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), merakla beklenen enflasyon raporunu kamuoyuyla paylaştı. Raporda 2025 yıl sonu için enflasyon tahmininde yukarı yönlü güncellemeler yapılırken, özellikle hizmet fiyatlarındaki katılığın ve kur geçişkenliğinin enflasyon görünümünü zorlaştırdığı vurgulandı. TCMB Başkanı’nın açıklamalarında “sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla sürdürüleceği” yönündeki mesajlar dikkat çekti.
Piyasalar, Merkez Bankası’nın söylemlerini genel olarak olumlu karşıladı. Döviz kurları hafta ortasında dalgalansa da enflasyon raporunda verilen kararlı mesajların ardından Türk lirasında görece bir istikrar sağlandı. Borsa İstanbul ise yatırımcıların temkinli tavrıyla birlikte haftayı yatay sayılabilecek bir seyirle kapattı.
Bu noktada önemli bir detay, TCMB’nin iletişim politikasını daha şeffaf ve öngörülebilir hale getirme çabası oldu. Piyasaların güvenini artırmaya yönelik bu tutum, özellikle yabancı yatırımcıların Türkiye ekonomisine bakışını şekillendiren kritik bir unsur olarak öne çıkıyor.

Küresel Gelişmelerin Türkiye’ye Yansımaları

11-16 Ağustos haftasında sadece iç gelişmeler değil, küresel ekonomideki hareketlilik de gündemi belirledi. ABD’de açıklanan veriler, büyüme ivmesinde yavaşlamaya işaret ederken, FED’in faiz politikalarına ilişkin beklentileri yeniden şekillendirdi. Piyasalarda “FED’in faiz indirimlerine yıl sonunda başlayabileceği” yönündeki beklenti güçlenirken, bu durum gelişmekte olan ülke piyasalarına sermaye girişlerini destekleyen bir unsur olarak yorumlandı.
Avrupa’da ise resesyon endişeleri sürerken, enerji fiyatlarındaki kısmi artış dikkat çekti. Türkiye açısından bu gelişmeler hem ihracat pazarlarının daralma riski hem de enerji ithalatı maliyetlerinin yeniden yükselme ihtimali bakımından kritik öneme sahip. Küresel petrol fiyatlarındaki hareketliliğin, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin cari işlemler dengesi üzerinde baskı yaratabileceği öngörülüyor.
Ayrıca hafta içerisinde gerçekleşen Trump-Putin görüşmesi, jeopolitik risklerin yeniden gündeme taşınmasına yol açtı. Özellikle enerji güvenliği, ticaret yolları ve bölgesel istikrar konularındaki belirsizlikler, Türkiye’nin dış ticaret stratejilerini de etkileme potansiyeli taşıyor.

İç Gündemde Veriler ve Beklentiler

TÜİK tarafından açıklanan sektör bazlı üretim endeksleri, ekonomide toparlanma sinyallerini destekler nitelikteydi. İnşaat üretimindeki güçlü artış, kamu yatırımlarının ve kentsel dönüşüm projelerinin sektöre ivme kazandırdığını gösterirken, hizmetler sektöründe yaşanan sınırlı artış ise iç talebin canlı kalmaya devam ettiğine işaret etti.
Buna karşılık, sanayi üretimindeki dalgalanmalar dikkat çekti. Küresel pazarlardaki zayıf talep ve kurdaki oynaklık, sanayi ihracatçılarının önünde bir engel olmaya devam ediyor. Bununla birlikte, iç talep kaynaklı üretimin artması, sanayi sektörüne kısmi bir destek sağladı.
İşgücü piyasasında ise işsizlik oranlarının görece sabit kalması, ekonomide istihdam yaratma kapasitesinin sınırlı olduğunu ortaya koydu. Bu durum, özellikle genç işsizlik oranlarının yüksek seyretmesiyle birlikte, sosyal ve ekonomik politikaların daha kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesini gerekli kılıyor.

Piyasalarda Genel Görünüm

Hafta boyunca döviz kurlarında dalgalı bir seyir izlendi. Dolar/TL kuru, küresel gelişmeler ve içerideki enflasyon raporu beklentileri nedeniyle zaman zaman yükselişler yaşasa da haftanın ikinci yarısında Merkez Bankası’nın mesajlarıyla dengelendi. Altın fiyatları ise küresel risk iştahının zayıflamasıyla birlikte güvenli liman talebinden destek buldu.
Borsa İstanbul’da ise banka hisselerine gelen alımlar dikkat çekti. Finans sektöründe artan kârlılık beklentileri, yatırımcıların iştahını artırdı. Ancak sanayi hisselerinde küresel talep endişeleri nedeniyle temkinli bir seyir görüldü.

Genel Değerlendirme ve Beklentiler

11-16 Ağustos haftasının ekonomik panoraması, Türkiye ekonomisinin hem içerideki gelişmeler hem de küresel dalgalanmalar karşısında denge arayışını sürdürdüğünü ortaya koydu. Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele konusunda verdiği kararlı mesajlar, piyasalara kısa vadeli bir güven sağlasa da orta ve uzun vadede yapısal sorunların çözümüne yönelik adımların belirleyici olacağı görülüyor.
Küresel ekonomide yaşanan belirsizlikler, özellikle ticaret ve enerji fiyatları üzerinden Türkiye’ye yansımaya devam ediyor. Bu nedenle ekonomi yönetiminin hem mali disiplin hem de yapısal reformlar konusunda atacağı adımlar, yatırımcıların güvenini pekiştirmek açısından kritik olacak.
Önümüzdeki haftalarda açıklanacak yeni veriler, özellikle büyüme, istihdam ve dış ticaret göstergeleri, Türkiye ekonomisinin gidişatına ilişkin daha net bir tablo sunacak. 11-16 Ağustos haftası, ekonominin zorluklara rağmen dirençli kalmaya çalıştığını; ancak risklerin hala güçlü biçimde gündemde olduğunu gösterdi.
Sonuç olarak, bu haftanın panoraması, Türkiye ekonomisinin küresel dalgalanmalar, enflasyonla mücadele ve iç talep dengeleri arasında hassas bir yolculuk sürdürdüğünü ortaya koydu. Önümüzdeki süreçte hem para politikasının kararlılığı hem de yapısal reformların hayata geçirilme hızı, ekonomik istikrarın en önemli belirleyicileri olacak.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
Zaferozcivan59@gmail.com

Yayınlama: 19.08.2025
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.