Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2025 yılı ilk çeyreğine ait Finansal Hesaplar Raporu’nu açıkladı. Rapor, aslında sadece rakamlardan ibaret değil; ekonomimizin nasıl işlediğini, kimlerin borçlu kimlerin alacaklı olduğunu ve önümüzdeki riskleri gösteren bir tablo sunuyor.
Bu tabloyu daha iyi anlamak için önce bazı kavramları açıklayalım:
Finansal yükümlülük nedir?
En basit anlatımla; bir kişi, kurum ya da ülkenin, başkalarına geri ödemekle yükümlü olduğu borçların toplamına finansal yükümlülük denir. Bu; bankalardan çekilen krediler, ihraç edilen tahviller, dış borçlar ya da kısa vadeli borçlar gibi kalemleri kapsar.
Finansal varlık nedir?
Bir kişi, kurum veya ülkenin sahip olduğu, ekonomik değer taşıyan ve nakde çevrilebilen her türlü menkul değer, mevduat, nakit, hisse senedi gibi kalemlerdir. Yani borç verdiklerimiz veya tasarruflarımız.
Net borç ve net finansal pozisyon nedir?
Net borç, toplam finansal yükümlülüklerden finansal varlıklar çıkarıldığında kalan negatif farktır.
Eğer bir ekonominin finansal varlıkları yükümlülüklerinden fazlaysa, net alacaklı olur.
Tersi durumda yani yükümlülükler varlıklardan fazlaysa, net borçlu olur.
Türkiye’nin durumu şu an net borçlu: Varlıklarımız 136 trilyon TL, yükümlülüklerimiz ise 146 trilyon TL. Yani 10,6 trilyon TL açık yani net borç söz konusu.
Rapora göre, Türkiye ekonomisinde finansal yükümlülükler büyümeye devam ediyor. Özellikle:
Reel sektör (firmalar) 17,1 trilyon TL net borçlu.
Kamu sektörü (devlet) borçlanma senetleri nedeniyle yükümlülüklerini artırıyor.
Hane halkı güçlü net alacaklı konumunu koruyor, ancak kredi kullanımındaki artış dikkat çekiyor.
Türkiye’nin toplam net borçlanma oranı da yükseldi: GSYİH’nin %3,29’undan %5,82’sine çıktı. Bu da ekonominin büyümesinin giderek daha çok borçla desteklendiğini gösteriyor.
Borç neden artar?
Bir ekonomide borç, iki ana nedenle artar:
*Yatırımlar ve büyüme için kaynak ihtiyacı: Yeni fabrika, altyapı, makine alımı gibi kalemlerde borçlanmak genellikle sağlıklıdır.
*Gelir ve tasarruf açığı: Ülke kendi gelir ve tasarruflarıyla yetinemediğinde borçlanmak zorunda kalır. Bu, daha kırılgan bir tablo yaratır.
Türkiye’de ne yazık ki, yatırımlara ayrılan kısmın yanında tüketim, kamu harcamaları ve döviz açığını kapatmak için de borçlanılıyor. Bu durum risk oluşturuyor.
Borç yükü nasıl ödenir?
*Borcu azaltmanın ve sürdürülebilir hale getirmenin yolu:
Daha çok üretmek ve ihraç etmek.
Ekonomiyi döviz kazanacak şekilde yapılandırmak.
İsrafı ve verimsiz harcamaları azaltmak.
Uzun vadeli, düşük maliyetli finansman bulmak.
İç tasarrufları artırarak dış borca bağımlılığı azaltmak.
Örneğin; firmalar borçlarını ihracat gelirleriyle, devlet vergi ve döviz gelirleriyle; hane halkı ise maaş ve tasarruflarıyla öder. Ancak gelir artmazken borç artarsa, ödeme güçlüğü ve finansal istikrarsızlık riski yükselir.
Net alacaklı ve net borçlu kim?
Rapora göre:
Hane halkı 20,4 trilyon TL varlığa karşılık 5,3 trilyon TL borçla net alacaklı.
Firmalar 17,1 trilyon TL net borçlu.
Kamu sektörü de borçlu.
Finansal kuruluşlar da kısmen borçlu durumda.
Yurt dışı yerleşikler Türkiye’ye karşı 13,5 trilyon TL net alacaklı.
Bu tablo, Türkiye’nin toplamda dış dünyaya ve içte reel sektör ile kamu borçlarına dayalı bir ekonomi olduğunu ortaya koyuyor.
Bu borç yükü neden tehlikeli olabilir?
Borç yükünün tehlikeli yanı, ekonomide beklenmedik bir kriz, kur şoku ya da faiz artışı olduğunda:
Firmaların borç ödemekte zorlanması.
Devletin faiz yükünün artması.
Hane halkının kredileri geri ödeyememesi.
Dış borçlanmanın daha pahalı hale gelmesi.
Bu senaryolar hem bankacılık sektörünü hem de genel ekonomiyi zor durumda bırakabilir.
Peki çözüm nedir?
Türkiye ekonomisinin daha sağlıklı hale gelmesi için:
Üretim ve ihracatı artırmak,
Katma değerli sektörlere yatırım yapmak,
Kısa vadeli ve döviz cinsi borç yerine, uzun vadeli ve TL cinsi borcu artırmak,
Kamu mali disiplinini sağlamak,
Hane halkı ve firmaların bilinçli borçlanmasını desteklemek,
Yerli tasarrufları artırmak.
Böylece ekonomimiz daha az borçla büyüyebilir ve krizlere karşı daha dirençli hale gelir.
Türkiye, toplamda 10,6 trilyon TL net borçlu bir ekonomi olarak yeni döneme giriyor. Hane halkı hâlen güçlü net alacaklı kalsa da firmaların ve kamunun borçlanması sürüyor. Borç elbette modern ekonominin doğal bir parçası; önemli olan borcun nasıl kullanıldığı, nasıl geri ödendiği ve risklerin yönetilmesi.
Daha üretken ve istikrarlı bir ekonomik yapı kurmak, borç yükünü azaltmanın ve sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
Zaferozcivan59@gmail.com