ABD Başkanı Donald Trump, 1 Ağustos’tan itibaren Avrupa Birliği (AB) ve Meksika’dan yapılan ithalata %30 oranında gümrük vergisi uygulanacağını duyurdu. Trump’ın açıklaması, küresel ticarette yeni bir kriz dalgasının habercisi olarak değerlendiriliyor. Bu karar sadece hedef alınan ülkeleri değil, dolaylı olarak Türkiye gibi dış ticarete dayalı ekonomileri de yakından ilgilendiriyor.
Trump’ın gerekçesi: Güvenlik ve ticaret dengesizliği
Trump, Meksika’ya yönelik eleştirilerinde ülkenin ABD’ye yönelik yasa dışı göçü ve ölümcül fentanil kaçakçılığını durdurmak için yeterince çaba göstermediğini ileri sürdü. Özellikle Meksika’da faaliyet gösteren uyuşturucu kartellerinin Kuzey Amerika’yı bir “uyuşturucu oyun alanına” çevirdiğini ve bunun artık ulusal güvenlik tehdidi haline geldiğini vurguladı.
Avrupa Birliği’ne yönelik mektubunda ise uzun süredir devam eden ticaret açığını gündeme getirdi. AB’nin uyguladığı yüksek gümrük vergileri ve çeşitli ticaret engelleri nedeniyle ABD’nin sürekli açık verdiğini belirterek, “İlişkimiz karşılıklı olmaktan çok uzak” dedi. Trump’a göre ABD’nin verdiği bu açık, sadece ekonomik bir mesele değil; aynı zamanda stratejik bir risk.
Trump, AB veya Meksika’nın bu vergilere misilleme yapması halinde daha da yüksek vergiler getireceğini de açıkça ilan ederek, pazarlık masasındaki baskısını artırdı.
Meksika’nın misilleme yapma ihtimali ve olası etkiler
Trump’ın %30’luk vergisinin Meksika ekonomisini doğrudan etkileyeceği çok açık. Bu durum, Meksika’yı ABD’ye ihracatında ciddi kayıplara uğratabilir. Ancak Meksika’nın buna boş durarak karşılık vermesi beklenmiyor.
Meksika’nın elinde de güçlü kozlar var:
ABD’den ithal edilen tarım ürünleri ve sanayi mallarına yüksek gümrük vergileri getirebilir.
ABD ile ekonomik entegrasyonu yüksek olduğu için, Amerikan şirketlerinin Meksika’daki operasyonlarını zorlaştıracak bürokratik engeller çıkarabilir.
Sınır güvenliği ve göçmen geçişleri gibi ABD için kritik konularda iş birliğini azaltabilir.
Bu adımlar, ABD’nin özellikle tarım ve otomotiv sektörlerini etkileyebilir. Çünkü Amerikan otomobil devleri Meksika’da üretim yapıyor; yüksek vergi ve misillemeler, maliyetleri artırabilir. Bu da ABD’de otomobil fiyatlarının yükselmesine ve sanayide istihdam baskısına neden olabilir.
Türkiye’ye olası etkiler
Peki bu karar Türkiye’yi nasıl etkiler? İlk bakışta karar Türkiye’ye doğrudan yönelik değil; fakat dolaylı etkiler çok önemli:
*Küresel ticarette dalgalanma: ABD ve AB arasındaki ticaret gerilimi büyüdükçe, Avrupa Birliği ihracatının bir kısmı alternatif pazarlara kaydırılabilir. Bu da AB’nin Türkiye gibi yakın coğrafyada ticaret yaptığı ülkelere daha fazla ihracat baskısı yaratır; Türkiye’nin bazı ürünlerde rekabet gücü düşebilir.
*Tedarik zincirleri: Türkiye, Avrupa ve ABD’ye entegre sanayisiyle parça ve yarı mamul ihracatı yapıyor. ABD’nin AB’den aldığı ürünlere %30 vergi koyması, Amerikan şirketlerinin Türkiye’den dolaylı alım yapma isteğini artırabilir; bu, bazı sektörlerde fırsat yaratabilir. Ancak genel belirsizlik ortamı, yatırım ve sipariş planlarını da geciktirebilir.
*Küresel piyasa stresi: Böylesi gümrük savaşları, küresel büyümeyi yavaşlatabilir. Türkiye’nin ihracatının %50’den fazlası Avrupa’ya; Avrupa’daki durgunluk, Türkiye’nin ihracatında gerilemeye yol açabilir.
*Türk Lirası ve piyasalar: Ticaret savaşları risk iştahını azaltır, gelişmekte olan ülkelerde döviz kurlarında dalgalanmalara neden olabilir. Bu durum Türkiye’de de döviz kuru baskısı ve finans piyasalarında stres yaratabilir.
Trump’ın genel stratejisi ve dünya ekonomisi üzerindeki risk
Trump’ın “önce tehdit et, sonra pazarlık yap” tarzı ticaret politikası, daha önce de Çin’e karşı uygulanmıştı. Şimdi AB ve Meksika’yı hedefe koyarak seçim öncesi “Amerikan çıkarlarını koruyan lider” imajını güçlendirmek istiyor.
Ancak bu sert politikalar, küresel ticarette korumacılığı yaygınlaştırıyor. Ülkelerin karşılıklı vergilerle birbirine zarar verdiği bu ortam, dünya ekonomisinin büyümesini yavaşlatabilir, özellikle gelişmekte olan ülkelerde istihdam ve yatırım planlarını bozabilir.
Trump’ın duyurduğu vergiler, Japonya, Güney Kore, Kanada ve Brezilya gibi çok sayıda ülkeyi ve bakır ithalatını da kapsıyor. Bu kadar geniş kapsamlı bir vergi dalgası, sadece ABD’ye değil, dünya ticaretine zarar verecek sonuçlar doğurabilir.
Sonuç
Trump’ın gümrük vergileri kararı, kısa vadede ABD sanayicisine destek gibi görünse de küresel ticarette belirsizlik ve durgunluk riskini büyütüyor.
Türkiye açısından hem risk hem de fırsatlar söz konusu: Küresel pazardaki daralma ihracatı olumsuz etkileyebilir; öte yandan bazı sektörlerde ABD’ye dolaylı tedarik kanalı olmak avantaj sağlayabilir.
Önümüzdeki süreçte, Meksika’nın vereceği karşılık, Avrupa Birliği’nin atacağı adımlar ve Trump’ın seçim sürecindeki politikaları hem Türkiye’yi hem de küresel piyasaları doğrudan etkileyecek.