Dünyadaki Savunma Sanayiinin Devleri

Savaşın Ötesinde Bir Güç Alanı

Savunma sanayii denildiğinde akla çoğu kez silahlar, tanklar, uçaklar ya da füzeler gelir. Ancak günümüz dünyasında bu dev sektör çok daha geniş bir alanı kapsıyor. Uydulardan yapay zekâ tabanlı sistemlere, radar teknolojilerinden insansız hava araçlarına kadar savunma sanayii artık yalnızca savaşların değil, aynı zamanda ekonomilerin, siyasetin ve diplomatik ilişkilerin de belirleyicisi haline gelmiş durumda.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) verilerine göre 2024 yılında dünyadaki askeri harcamalar yaklaşık 2,5 trilyon dolar seviyesine ulaştı. Bu devasa rakam, doğal olarak bazı ülkeleri ve şirketleri ön plana çıkardı. Savunma sanayii devleri yalnızca üretici değil, aynı zamanda küresel siyasetin gizli aktörleri.

ABD’nin Devleri: Lockheed Martin’den Raytheon’a

Küresel savunma sanayiinin tartışmasız lideri Amerika Birleşik Devletleri. Dünyanın en büyük beş savunma şirketinden dördü ABD merkezli.
Lockheed Martin, 2023 yılı itibarıyla yaklaşık 67 milyar dolarlık savunma geliriyle listenin zirvesinde yer aldı. F-35 savaş uçakları, HIMARS roket sistemleri ve gelişmiş radar teknolojileriyle yalnızca ABD’nin değil, NATO müttefiklerinin de en önemli tedarikçisi.
Boeing, sivil havacılıktaki gücünü askeri üretimle de pekiştiriyor. Helikopterlerden insansız hava araçlarına, füze sistemlerinden uzay teknolojilerine kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor.

Raytheon, özellikle füze savunma sistemleriyle öne çıkıyor. Bugün birçok ülkenin kullandığı Patriot sistemlerinin arkasında bu şirket var.
ABD’nin bu gücü sadece askeri alanda değil, uluslararası politikada da etkili bir kart olarak görülüyor. Zira bu şirketlerin ürettiği silahlar, çoğu kez ABD dış politikasının en güçlü destek unsuru oluyor.

Avrupa’nın Gücü: BAE Systems ve Ötesi

Atlantik’in diğer tarafında ise Avrupa’nın devleri sahneye çıkıyor. İngiltere merkezli BAE Systems, 2023 yılında yaklaşık 25 milyar dolarlık gelir elde ederek kıtanın en güçlü şirketi konumunda. Eurofighter Typhoon savaş uçakları ve denizaltılar bu şirketin en bilinen ürünlerinden.
Fransa’da Dassault Aviation ve Thales, Almanya’da ise Rheinmetall öne çıkan isimler arasında. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı, Avrupa’nın savunma harcamalarını rekor seviyelere taşıdı. Bu durum, şirketlerin sipariş defterlerini doldurdu ve kârlarını katladı.
Kısacası Avrupa’da savunma sanayii, yalnızca güvenlik kaygısıyla değil, aynı zamanda ekonomik büyüme ve teknoloji transferi açısından da önem kazandı.

Asya’nın Yükselen Yıldızları: Çin, Hindistan, Türkiye

Son yıllarda savunma sanayii dendiğinde gözler artık Asya’ya da çevriliyor.
Çin, devlet destekli dev şirketleriyle bu alanda Batı’ya meydan okuyor. AVIC ve Norinco, kara, hava ve deniz kuvvetlerine yönelik üretimlerde dünyada ilk sıralarda. Çin’in stratejisi yalnızca kendi ordusunu güçlendirmek değil, aynı zamanda küresel ölçekte alternatif bir tedarikçi haline gelmek.

Hindistan’da Hindustan Aeronautics, Güney Kore’de Hanwha, Japonya’da Mitsubishi Heavy Industries öne çıkan şirketler.
Türkiye de bu yarışta önemli bir aktör haline geldi. ASELSAN, TUSAŞ ve Baykar gibi firmalar, yalnızca yerli üretim kapasitesiyle değil, aynı zamanda ihracat başarılarıyla da dikkat çekiyor. Özellikle Bayraktar insansız hava araçları, sahada yarattığı etkinin yanı sıra diplomatik ilişkilerde de Türkiye’nin elini güçlendiren bir unsur oldu.

Geleceğin Savaşları: Yapay Zekâ ve Uzay Rekabeti

Bugün savunma sanayiinde konuşulan konular yalnızca tanklar ya da füzeler değil. Yapay zekâ destekli sistemler, siber güvenlik, hipersonik füzeler ve uzay tabanlı teknolojiler geleceğin savaşlarını şekillendirecek.
ABD’nin Space Force birimi, Çin’in uzay radar projeleri, Rusya’nın hipersonik silah denemeleri… Tüm bunlar önümüzdeki dönemde rekabetin daha da kızışacağının işaretlerini veriyor. Artık ülkeler sadece sınırlarını değil, uzayı da koruma stratejileri geliştiriyor.

Silahın Diplomasi Gücü

Savunma sanayii devlerinin etkisi yalnızca savaş alanında değil, ekonomide ve diplomaside de hissediliyor. Yüzbinlerce kişiye iş imkânı sağlayan bu sektör, aynı zamanda ülkeler arasındaki siyasi ilişkilerde de belirleyici rol oynuyor.
Bir ülke, savunma ihracatı sayesinde başka bir ülke ile stratejik ortaklık kurabiliyor ya da mevcut ilişkilerini pekiştirebiliyor. Bu nedenle savunma sanayii, günümüzde gizli bir diplomasi aracı haline gelmiş durumda.

Sonuç: Geleceğin Devleri Kim Olacak?

Bugün savunma sanayii devleri yalnızca şirketlerden ibaret değil. Onlar, küresel siyasetin ve ekonominin en güçlü aktörleri. ABD’den Çin’e, Avrupa’dan Türkiye’ye kadar pek çok ülke bu yarışta yerini almak için milyarlarca dolarlık yatırımlar yapıyor.
Gelecekte yapay zekâ, siber güvenlik ve uzay teknolojilerinin öne çıkacağı şimdiden belli. Bu da yeni devlerin sahneye çıkacağını, mevcut devlerin ise çok daha güçleneceğini gösteriyor.
Kısacası, savunma sanayii artık yalnızca savaşların değil, geleceğin de kaderini belirleyecek.

ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
Zaferozcivan59@gmail.com

Yayınlama: 21.09.2025
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.