Ağustos 2025 Tüketici Güven Endeksi

Türkiye ekonomisinin gidişatına dair önemli ipuçları veren Tüketici Güven Endeksi, Ağustos 2025’te bir önceki aya göre küçük bir yükseliş kaydetti. TÜİK ve TCMB iş birliğiyle hazırlanan endeks, temmuz ayında 83,5 iken, Ağustos’ta %0,9 artışla 84,3 oldu. Bu artış tüketici algısında çok büyük bir değişim anlamına gelmese de özellikle son dönemde artan fiyatlar ve küresel belirsizlikler gölgesinde “dirençli bir iyileşme işareti” olarak yorumlanabilir.

Hanelerin Maddi Durum Algısı: Küçük Bir Rahatlama

Endeksin alt kalemleri incelendiğinde en dikkat çekici gelişmenin mevcut dönemde hanenin maddi durumu göstergesindeki artış olduğu görülüyor. Temmuz ayında 68,2 olan bu değer, Ağustos’ta 70’e yükseldi. Artış oranı %2,6.
Bu tablo, son aylarda uygulanan ücret artışlarının, asgari ücret düzenlemelerinin ve sosyal yardımların hanelerde kısa vadeli bir rahatlama yarattığına işaret ediyor. Ancak hâlâ 100 seviyesinin oldukça altında kalındığı için tüketicilerin çoğunun “maddi koşullar açısından kötümser” bir çizgide olduğu da açıkça ortada.

Geleceğe Yönelik Beklentilerde Kırılganlık

İşin daha düşündürücü tarafı, gelecek 12 ay için beklentilerdeki bozulma. Hanelerin kendi maddi durumuna dair beklenti endeksi %0,9 düşüşle 83,8’e gerilerken, genel ekonomik durum beklentisi de 79,0’dan 78,4’e indi.
Bu veriler, tüketicilerin bugün biraz daha rahat hissetse de önümüzdeki döneme dair umutlarının azaldığını gösteriyor. Enflasyonun kalıcı şekilde düşüp düşmeyeceği, faiz oranlarının seyri, istihdam koşulları ve dış dünya kaynaklı ekonomik dalgalanmalar, tüketicilerin zihinlerinde ciddi soru işaretleri yaratıyor.

Dayanıklı Tüketim Harcamalarında İlginç Bir Artış

En dikkat çekici sonuçlardan biri, dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma eğilimi alt endeksinde gözlendi. Temmuz’da 102,3 olan bu değer, Ağustos’ta %2,5 artışla 104,8’e çıktı.
Bu sonuç ilk bakışta tüketicilerin “iyimser” göründüğünü düşündürse de aslında başka bir yoruma da kapı aralıyor. Tüketiciler, enflasyon beklentileri nedeniyle “bugün almak yarına göre daha avantajlı” düşüncesiyle hareket ediyor olabilir. Yani buradaki iyimserlik, geleceğe güvenin artmasından değil, tam tersine fiyatların yükseleceği kaygısından kaynaklanıyor olabilir.

Kötümserlikten İyimserliğe Uzak Yol

Endeksin 84,3 seviyesine yükselmiş olması, olumlu bir işaret gibi görünebilir. Ancak unutulmamalı ki, tüketici güveninde 100’ün üzerindeki değerler “iyimserliği”, 100’ün altındaki değerler ise “kötümserliği” gösteriyor. Bu açıdan bakıldığında, Türkiye’de tüketici algısının hâlâ kötümser çizgide olduğu açık.
Geçmiş yıllarda yaşanan dalgalanmalar incelendiğinde, güven endeksinin 90 seviyesinin üzerine çıktığı dönemlerde dahi tüketici davranışlarında ciddi bir iyileşme gözlenememişti. Bu nedenle Ağustos’taki artışı “iyimserlik dönüşü” olarak yorumlamak için erken.

Ekonomik Politikaların Etkisi

Tüketici güvenindeki sınırlı artış, aslında son aylarda yürütülen ekonomi politikalarının da bir sonucu. Merkez Bankası’nın sıkı para politikası enflasyonu baskılamaya çalışırken, hükümetin ücret artışları ve sosyal transferlerle hane halkını desteklemesi, güven algısında geçici bir rahatlama yaratmış görünüyor.
Ancak bu iki politikanın birbirini ne kadar dengelediği tartışmalı. Sıkı para politikası kredi kanallarını daraltarak tüketici harcamalarını sınırlandırıyor. Buna karşılık sosyal yardımlar ve ücret artışları kısa vadede alım gücünü artırıyor. Tüketicilerin geleceğe yönelik güvensizliğinin arkasında, bu dengenin sürdürülebilir olup olmayacağı sorusu var.

Küresel Etkenler

Bir diğer önemli unsur, küresel ekonomideki gelişmeler. Jeopolitik gerginlikler, enerji fiyatlarındaki oynaklık ve dünya genelinde faiz politikalarının yönü, Türkiye’de tüketici güveni üzerinde doğrudan etkili. Özellikle ithalata bağımlı kalemlerde fiyatların dalgalanması, hanelerin harcama kararlarını doğrudan şekillendiriyor.

Sonuç: Temkinli İyimserlik
Ağustos 2025 tüketici güven verileri, ekonomide “sınırlı bir iyileşme” sinyali verse de geleceğe dair kaygıların baskın olduğunu gösteriyor. Mevcut dönemdeki maddi koşullarda küçük bir rahatlama hissediliyor, ancak beklentiler hâlâ kırılgan.

Özetle:
Haneler bugün biraz daha iyi hissediyor,
Ancak yarın için umutlu değil,
Dayanıklı tüketim talebindeki artış ise geleceğe güvenin değil, fiyat endişesinin yansıması.
Tüketici güveninin kalıcı bir şekilde iyileşmesi için, yalnızca gelir artışları değil, aynı zamanda enflasyonda istikrar, istihdam güvencesi ve uzun vadeli ekonomik güven ortamı gerekiyor.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
Zaferozcivan59@gmail.com

Yayınlama: 24.08.2025
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.