Turizm hem ekonomik hem de sosyo-kültürel boyutlarıyla ülkelerin kalkınma stratejilerinde kritik bir unsur olarak kabul edilmektedir.
1. Giriş ve Genel Çerçeve
Turizm hem ekonomik hem de sosyo-kültürel boyutlarıyla ülkelerin kalkınma stratejilerinde kritik bir unsur olarak kabul edilmektedir. Türkiye’de hane halkı yurt içi turizmine dair açıklanan 2025 yılı birinci çeyrek verileri, pandemi sonrası dönemde iç turizmin yeniden ivme kazandığını ve bu eğilimin ekonomik göstergelere de önemli katkılar sağladığını göstermektedir. Bu dönemde, turizme katılım oranlarındaki artış ve harcama düzeylerindeki belirgin yükseliş dikkat çekmektedir.
2. Seyahat Eden Kişi ve Geceleme Sayılarındaki Artış
2025 yılı Ocak–Mart döneminde, yurt içinde ikamet eden 10 milyon 750 bin kişi seyahate çıkmıştır. Bu, bir önceki yılın aynı dönemine göre %28,4 artışla toplam 12 milyon 653 bin seyahat gerçekleştirilmesi anlamına gelmektedir. Bu veriler, ilk çeyrekte ekonomik ve sosyal koşulların vatandaşları seyahate daha fazla yönlendirdiğini göstermektedir.
Söz konusu dönemde yapılan toplam geceleme sayısı 85 milyon 317 bin olarak ölçülmüş, seyahat başına ortalama geceleme süresi ise 6,7 gece olmuştur. Bu ortalama, Türkiye’nin iç turizm yapısında uzun süredir var olan “yakınları ziyaret” temelli seyahatlerin geceleme sayılarını artırıcı etkisini de ortaya koymaktadır. Türkiye’de aile bağlarının güçlü olması ve bireylerin memleket, akraba veya arkadaş çevresiyle olan bağlarını sürdürme eğilimi, seyahatlerin süresine doğrudan etki etmektedir.
3. Seyahat Harcamalarının Yapısı ve Artış Eğilimleri
2025 yılı birinci çeyreğinde, yerli turistlerin toplam seyahat harcamaları geçen yılın aynı dönemine göre %68,9 artarak 76 milyar 429 milyon 290 bin TL seviyesine yükselmiştir. Bu harcamaların çok büyük kısmını, %93,5 ile kişisel harcamalar (71,5 milyar TL) oluştururken, %6,5’lik kısmı (yaklaşık 5 milyar TL) ise paket tur harcamalarından kaynaklanmıştır.
Harcama dağılımlarında en yüksek pay şu şekilde gerçekleşmiştir:
%32: Yeme ve içme
%28,4: Ulaştırma
%10,8: Konaklama
Bu üç kalem, toplam harcamaların %70’inden fazlasını oluşturmuştur. Özellikle yeme ve içme ile ulaştırma harcamalarındaki yüksek pay, ülke genelinde enflasyonist baskıların ve artan maliyetlerin turizm üzerindeki doğrudan etkilerini göstermektedir.
Geçen yılın aynı dönemine göre harcama türlerinde kaydedilen artış oranları da oldukça dikkat çekicidir:
Yeme ve içme harcamalarında %62,5,
Ulaştırma harcamalarında %66,3,
Konaklama harcamalarında ise %66,7 oranında artış gerçekleşmiştir.
Bu durum, turistik ürün ve hizmetlerin fiyatlarındaki genel artışın yanı sıra, seyahat edenlerin tüketim tercihlerinde de daha geniş bir yelpazeye yöneldiğini düşündürmektedir.
4. Seyahat Amaçları: Geleneksel Yapının Korunması
Seyahate çıkış amaçları incelendiğinde; Türkiye’de iç turizmin temel dinamiğini hâlen aile ve akraba bağları oluşturmaktadır. 2025 yılı birinci çeyreğinde:
%71,3 ile ilk sırada yakınları ziyaret etme,
%19,6 ile ikinci sırada gezi, eğlence ve tatil,
%5 ile üçüncü sırada sağlık amaçlı seyahatler yer almıştır.
Bu tablo, sosyokültürel yapı bakımından iç turizmin hâlâ ağırlıklı olarak sosyal ilişkilere dayalı biçimde sürdüğünü göstermektedir. Buna karşın, gezi, eğlence ve tatil amacıyla yapılan seyahatlerin de hatırı sayılır bir paya sahip olması, turizmin ekonomik boyutunu destekleyen önemli bir unsur olarak öne çıkmaktadır.
5. Konaklama Tercihleri ve Geceleme Sayıları
Konaklama türlerine göre yapılan toplam geceleme sayısı 85 milyon 317 bin olarak gerçekleşmiştir. En çok tercih edilen konaklama şekilleri şu şekilde sıralanmıştır:
67 milyon 654 bin geceleme ile “arkadaş veya akraba evi”,
8 milyon 836 bin geceleme ile “kendi evi”,
4 milyon 976 bin geceleme ile “otel”.
Bu dağılım, iç turizmde harcamaların görece düşük kalmasına yol açan temel etkenlerden biridir. Zira otel ve diğer ticari konaklama işletmelerinde geceleme sayısı sınırlı kalmakta, bunun yerine aile ve akraba bağlarına dayalı konaklamalar öne çıkmaktadır.
6. Ekonomik ve Toplumsal Yorum
Veriler, Türkiye’de iç turizmin 2025 yılı birinci çeyreğinde önemli ölçüde canlandığını ve pandemi sonrası toparlanmanın sürdüğünü göstermektedir. Ancak, artan harcamalar ve yükselen fiyatlar, turizm hareketliliğinin ekonomik yükünü de artırmıştır. Yine de seyahate çıkan kişi sayısının ve seyahat başına yapılan ortalama harcamanın artması, ekonomik canlılık açısından olumlu bir göstergedir.
Toplumsal açıdan bakıldığında, seyahat amaçlarının büyük ölçüde akraba ve arkadaş ziyaretine dayanması, kültürel değerlerin ve sosyal bağların hâlen çok güçlü olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durum, turizmin ekonomik yönü kadar kültürel boyutunu da destekleyen bir unsur olarak önem arz etmektedir.
7. Sonuç ve Geleceğe Dair Beklentiler
Genel olarak değerlendirildiğinde, 2025 yılının ilk çeyreğinde yurt içi turizmin güçlü bir toparlanma eğilimi sergilediği, seyahate çıkan kişi ve seyahat sayısında kayda değer artışlar yaşandığı görülmektedir. Seyahat harcamalarındaki yüksek artış hem fiyatların hem de seyahat edenlerin harcama eğilimlerinin yükseldiğine işaret etmektedir.
Önümüzdeki çeyreklerde; mevsim etkisi, turizm sektöründe sunulan hizmetlerin çeşitlenmesi, kültürel etkinliklerin artması ve ekonomik koşulların iyileşmesi durumunda, iç turizm talebinin daha da güçlenmesi ve seyahat harcamalarının daha dengeli dağılması beklenebilir.
Kaynak: TÜİK
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
Zaferozcivan59@gmail.com