Türkiye’de Kamyon Mercedes-Benz’dir

Mercedes-Benz Yeni Actros L, “Verimliliğin Yeni Şekli” sloganıyla pazara sunulmasının ardından müşterilerden tam not aldı. Bir kamyondaki standartların çok üstündeki tüm yenilikler, Yeni Actros L’de hayat buldu. Yeni Actros L, aerodinamik ProCabin tasarımı, %7’ye varan yakıt tasarrufu, gelişmiş güvenlik sistemleri ve üst düzey konfor donanımlarıyla segmentinde fark yaratıyor.

Mercedes-Benz Türk, daralan ağır ticari araç pazarında 2025 yılının ilk çeyreğinde 2.993 adetlik satışla pazar payını artırarak geleneksel liderliğini sürdürdü.

Ekonomi Yöntem olarak Mercedes-Benz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Direktörü Alper Kurt ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

• 2025 yılı, Mercedes-Benz Türk açısından nasıl başladı? Yılın ilk 3 ayında elde ettiğiniz satış adedi ve pazar payı hakkında bilgi verir misiniz? Yılın sonunda Mercedes-Benz Türk’ün pazardaki konumu ve satış adedi ile ilgili beklentiniz nedir?

2025 yılına, ağır ticari araç pazarı açısından geçtiğimiz yıla göre bir daralma ile başladık. 6 ton ve üzeri kamyon pazarı, 2025 yılının ilk çeyreğinde, 2024’ün aynı dönemine oranla yüzde 23 oranında düşüş gösterdi. Ancak buna rağmen 7.815 adetlik bir pazar büyüklüğüne ulaşıldı ve bu da uzun dönem ortalamalarının üzerinde bir seviyeye işaret ediyor.

Mercedes-Benz Türk olarak ise 2025 yılının ilk çeyreğinde 2.993 adet satış gerçekleştirdik (2.476 adet yerli – 517 adet ithal) ve bu sayede geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre pazar payımızı artırarak 6 ton ve üzeri pazarda geleneksel öncülüğümüzü sürdürdük. Bu çeyrekte bizim adımıza öne çıkan konulardan biri, “Verimliliğin Yeni Şekli” vurgusuyla pazara sunduğumuz Mercedes-Benz Yeni Actros L’nin lansmanı oldu. Yılın geri kalanında da Yeni Actros L’nin sunduğu verimlilik sayesinde müşterilerimizin ilk tercihi olmaya devam edeceğini öngörüyoruz.

İlk çeyrekte anlaşması yapılmış filo projelerinin yıl geneline yayılacak teslimatlarını da dikkate aldığımızda, 2025 yılı toplam pazarının, 2024’ün altında kalmasını beklesek de uzun dönem ortalamalarının oldukça üzerinde olacağını öngörüyoruz. Elbette, ekonomik koşullar ve özellikle finansal kaynaklara erişim maliyetlerindeki değişimlerin, yılın geri kalanında pazar büyüklüğü üzerinde önemli bir etkisi olacaktır. İlk üç ayda faiz oranlarındaki düşüş, yılın geri kalanı için pozitif beklentiler yaratmıştı; ancak Nisan ayı itibarıyla bu trendin devam etmemesi, pazar beklentileri üzerinde bazı riskler oluşturuyor.

• 2025 yılı Ocak-Mart dönemi ağır ticari araç pazarı geçen yılın aynı dönemine göre daraldı. Bu pazardaki daralmanın sebepleri nelerdir? Daralan pazarda Mercedes -Benz Türk’ün stratejisi ne olacak?

Ağır Ticari Araçlar Derneği’nin (TAİD) verilerine göre, ​2025 yılının ilk çeyreğinde Türkiye ağır ticari araç pazarında bir daralma yaşandığından bahsetmiştik.

Bu daralmanın arkasında birkaç temel neden olduğunu düşünüyoruz. Öncelikle, ekonomik faaliyetlerde görülen yavaşlamanın sektörün geneline yansıyan bir etkisi oldu. Faiz oranlarının yüksek seyretmesi hem bireysel hem de kurumsal alım kararlarını öteleyen bir unsur haline geldi.

Diğer yandan, 2023 ve 2024 yıllarında talepte yaşanan güçlü artış ve birçok filonun yenileme yatırımlarını erkene çekmeleri yüksek satış adetlerini beraberinde getirmişti.

Bu durumun, 2025 yılında ertelenmiş talep etkisini zayıflattığını ve pazarda doygunluk yarattığını düşünüyorum. Ayrıca lojistik ve taşımacılık sektörlerinde kapasite kullanım oranlarının düşmesi de şirketlerin yeni araç yatırımlarına daha temkinli yaklaşmasına yol açtı.

Bunu, geçici bir yavaşlama olarak değerlendiriyoruz. Türkiye’nin ihracat potansiyeli, altyapı projeleri ve taşımacılık sektöründeki ihtiyaç gibi bazı dinamiklerin devreye girmesiyle, orta vadede yeniden bir toparlanma olacağını öngörüyoruz. Bu dönemi Mercedes-Benz Türk olarak, müşterilerimize daha fazla değer sunarak ve operasyonel verimliliği ön plana çıkaran ürün ve hizmetlerle destekleyerek fırsata çevirmeyi hedefliyoruz.

Yüksek verimlilik sunan modellerimiz ve hizmetlerimizle bu yeni dönemde de müşterilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.

• Yeni Actros L yollara çıktı. Yenilenen yüzü, teknolojik kabini ve üst düzey verimliliği ile ön plana çıkıyor. Bununla ilgili hem filo sahipleri hem de uzun yol şoförlerinden nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?

Mercedes-Benz Yeni Actros L’yi “Verimliliğin Yeni Şekli” vurgusuyla pazara sunduk. Müşterilerimizden gelen ilk geri bildirimler oldukça olumlu. Aracın kullanıma başlanmasının üzerinden henüz çok kısa bir süre geçmesine rağmen, yakıt verimliliği bakımından bir önceki nesle göre daha iyi performans sunduğunu müşterilerimiz de  teyit ediyor. Bu da, ürün vaatlerimizin sahada karşılık bulduğunu gösteriyor.

Konfor ve güvenlikte standartları yeniden belirleyen Yeni Actros L aracımız segmentinde öncü olmaya devam ediyor. Yeni Actros L, sahip olduğu aerodinamik ProCabin tasarımı ve 3. nesil OM 471 motoruyla yakıt tüketiminde yüzde 7’ye varan tasarruf sağlıyor. 80 mm uzatılmış yeni kabinimiz, aerodinamik açıdan tamamen optimize edildi. Önden gelen hava akımı, mümkün olan en verimli şekilde aracın çevresine yönlendirilerek akış devam ettiriliyor. Hava akışını optimize etmek amacıyla, neredeyse hiç boşluk bırakılmadan tasarlanan bu yapı, motor bölmesini dış hava akımından ayıran kauçuk parçalarla destekleniyor. Uzun ömürlü LED farları yüksek renk sıcaklığıyla görüşe kontrast katkı sağlarken gece görüşlerinde şoförlerimizin yorgunluğunu da azaltmaya yardımcı oluyor. Matrix farların otomatik bölgesel aydınlatma özelliği sayesinde ise karşı yönden gelen araç şoförlerinin gözlerini rahatsız etmeden güvenli bir yoluculuk yapılmasına katkı sağlıyor.

İç mekanda; konfor artırıcı yeni premium Dinamica Star koltuk kılıfları, masaj fonksiyonlu sürücü koltuğu, optimize edilmiş koltuk ısıtma, ve konforlu yatak donanımları öne çıkıyor. Yeni LED ambiyans aydınlatması ile ise hem mavi LED’li gece sürüş ışığı hem de yaşam alanı ışığı sayesinde aracın iç mekanında rahatlatıcı bir aydınlatma sağlanmış oluyor.

Konfor donanımlarına ek olarak, Genel Emniyet Yönetmeliği (GSR Faz B) regülasyonlarına uyumlu olarak üretilen Yeni Actros L, gelişmiş güvenlik sistemleriyle dikkat çekiyor. Bunlardan biri olan Aktif Fren Asistanı 6 (ABA6) aracın far ve ön çamurluk bölgesinde ek radar sensörleri ile 270 derece gelişmiş gözlem alanı sunuyor. Genişletilmiş gözlem alanına ek olarak araç ABA6 ile hareketli yayalara ve bisikletlilere 60 km/s’ye kadar otomatik frenleme yapabiliyor. Aktif Kör Nokta Asistanı 2 ile ise her iki yanda çarpışma riskini algılayıp uyarı yapabiliyor. Özetle, Yeni Actros L verimliliğin yeni şekli olduğu gibi, aynı zamanda konforun ve güvenliğin de yeni şekli demekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. Tüm  yenilikleriyle birlikte Yeni Actros L hem filo sahipleri hem de uzun yol şoförleri tarafından memnuniyetle karşılanıyor.

• Deprem bölgesi yatırımları, kentsel dönüşüm projeleri ve kamu yatırımları inşaat sektörünü destekliyor. İnşaat kamyon pazarı da bu projeler ile canlanıyor. İnşaat kamyonları pazarı, mega projelerin daha yoğun olduğu dönemdeki satış oranlarına tekrar ulaşabilir mi? İnşaat segmentinde önemli pazara sahip olan Mercedes-Benz Türk halihazırdaki durumdan ne ölçüde etkileniyor?

2025 yılı itibarıyla deprem bölgesindeki yeniden yapılanma çalışmaları, kentsel dönüşüm projeleri ve kamu altyapı yatırımlarının inşaat sektörüne ivme kazandırdığı bir gerçek. Bu hareketliliğin, inşaat kamyonları pazarında canlanmayı beraberinde getirdiğini söylemek mümkün. Özellikle beton mikserleri, damperli kamyonlar, konfigürasyonlarına ve kullanım alanına göre farklı şasilerdeki kamyonlara olan taleplerde bir artış olduğu görülüyor.

Geçtiğimiz yıllarda mega inşaat projelerinin hayata geçirildiği dönemlerde bu segment özelinde yüksek satış adetlerine ulaşıldığını biliyoruz. Hali hazırda ölçek olarak bu büyüklükte olmasa da çok sayıda bölgesel ve ulusal yatırımlar, o dönem seviyelerine ulaşmayı ihtimal dahilinde gösteriyor. Ancak bunun, biraz evvel belirtmeye çalıştığım makroekonomik koşullara bağlı olarak şekilleneceğini söylemek gerekiyor. Bu projelerin varlığı tek başına kamyon pazarının büyümesi için yeterli değil. Araç alımındaki en kritik unsurlardan biri, firmaların finansmana erişim imkânları. Türkiye’de inşaat kamyonları pazarının geçmişteki satış başarısını yakalaması yalnızca proje yoğunluğuna değil, finansmana erişim, faiz politikaları ve döviz kuruna da sıkı sıkıya bağlı.

Mercedes-Benz Türk olarak inşaat segmentinde güçlü ürün portföyü ve müşteri memnuniyetiyle önemli bir pazar payına sahibiz. 2024 yılına bakıldığında, toplam satış adedimizin yaklaşık yüzde 33’ünün bu segmentteki kamyonlardan oluştuğunu söyleyebiliriz. İnşaat kamyonu pazarına baktığımızda ise, satılan her iki kamyondan birinin markamıza ait olduğunu söylemek mümkün. 2025’in ilk çeyreği itibarıyla da benzer bir trendin sürdüğünü gözlemliyoruz. Bu segmentte satışa sunduğumuz Mercedes-Benz Actros ve Arocs modellerimiz yüksek taşıma kapasitesi, dayanıklılığı ve arazi koşullarına uygunluğu sayesinde şantiyelerde tercih edilen araçlar arasında yer alıyor.

Bunların ışığında, inşaat kamyonlarına olan talebin artmasını sağlayacak yatırımların devam etmesi halinde Mercedes-Benz Türk olarak bu hareketlilikten olumlu yönde etkileneceğimizi düşünüyorum. Şirket olarak, bu segmentteki talepleri karşılamak adına hem üretim hem de satış sonrası hizmet süreçlerini bu öngörüyle devam ettiriyoruz.

• Sağlık Bakım Tırı Projesi ile Türkiye’nin 7 bölgesinde hizmet veriyorsunuz. Sınır kapılarında oluşan uzun tır kuyruklarında şoförlere verdiğiniz hizmet ile takdire şayan bir projeyi sürdürüyorsunuz. İnsana direkt dokunan projeleri hayata geçirmek kurum kültürünüz olmuş durumda. Bunun gibi başka projeleriniz olacak mı?

2022 yılında hayata geçirdiğimiz Sağlık Bakım Tırı projemizle bu yıl 4. sezonumuza girdik. Türkiye’de benzeri olmayan bu uygulama ile kamyon şoförlerimize yalnızca konforlu ve güvenli araçlar sunmakla kalmıyor, onların sağlık ve bakımını da önemsediğimizi açıkça ortaya koyuyoruz. Projemiz, büyük ilgi görüyor ve biz de hem bu ilgiden hem de sahada olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.

Bu nedenle, yeni bir projeyi başlatmak yerine, mevcut kaynaklarımızı kullanarak, bu projeyi daha da geliştirip büyütmeyi tercih ediyoruz. Bu kapsamda, tüm şoförlerimize ekonomik sürüş eğitimleri veren eğitim departmanımızı; sağlık alanındaki katkıları için de doktor ve fizyoterapistlerimizin yürüttüğü ilk yardım eğitimlerini projeye dahil ettik. 2025 yılı boyunca kamyon trafiği yoğun sınır kapılarında da olmak üzere toplam 10 farklı lokasyonda bu projeyi sürdüreceğiz. Yolların emektarı şoförlerimizle bir araya gelmekten büyük heyecan duyuyoruz.

• Mercedes-Benz Türk olarak uzun yıllardır sürdürdüğünüz sürüş eğitim programlarınızla hem müşteri memnuniyetine hem de sürdürülebilirliğe katkı sağlıyorsunuz. Bu kapsamda, gerçekleştirdiğiniz eğitimler ve eğitimlerin sunduğu kazanımlar hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Araçlarımızda geliştirdiğimiz ileri sürüş ve güvenlik teknolojileri kadar, bu teknolojilerin sahada doğru ve etkin şekilde kullanılması da büyük önem taşıyor. Biz de bu anlayışla ürünlerimize yaptığımız yatırımların yanı sıra insan kaynağına ve müşterilerimize yönelik eğitim yatırımlarımıza da devam ediyoruz. 20 yılı aşkın süredir sürüş eğitimlerimizi kesintisiz şekilde sürdürüyoruz ve bu kapsamda bugüne kadar çok sayıda sürücüye ulaştık. Eğitimlerimizi ağırlıklı olarak müşterilerimizin kendi sahalarında, zaman zaman da İstanbul’daki Mercedes-Benz Türk Eğitim Merkezimizde gerçekleştiriyoruz. Özellikle kamu, filo ve büyük ölçekli alım yapan müşterilerimizin sürücüleri bu programdan faydalanıyor.

Eğitimlerimizin temel amacı, araçlarımızın sunduğu teknolojileri en verimli şekilde kullanmayı sürücülerimize öğretmek, ekonomik sürüş alışkanlıklarını geliştirmek ve güvenli sürüş bilincini artırmak. Teorik ve pratik olmak üzere iki bölümden oluşan bu eğitimlerde araç donanımlarına dair teknik bilgilerin yanı sıra, sahada gerçek kullanım koşullarında uygulamalı çalışmalar da gerçekleştiriyoruz.

Yakıt tüketiminin azalması, egzoz emisyon değerlerinin düşmesi ve araçların daha uzun ömürlü kullanılabilmesi gibi somut katkılar elde etmeyi hedefliyoruz. Ancak bizim için bu sürecin en kıymetli sonucu, sürücülerimizin eğitim sonunda araçlarımıza daha fazla güven duyması ve markamıza daha güçlü bir aidiyet duygusuyla yaklaşması. Bu sayede şoförlerimiz daha verimli ve güvenli bir şekilde araçlarını kullanırken müşterilerimize de daha konforlu ve sürdürülebilir bir deneyim sunulmuş oluyor.

• Mercedes-Benz Türk olarak gerçekleştirmekte olduğunuz AR-GE faaliyetlerinizden ve bu alandaki küresel katkılarınızdan bahseder misiniz?

Mercedes-Benz Türk olarak, kurulduğumuz ilk yıllardan bu yana AR-GE faaliyetlerine daima öncelik verdik. Zamanla müşteri beklentilerinin çeşitlenmesi ve teknolojik dönüşümle birlikte AR-GE çalışmalarımızı da sürekli olarak geliştirmeye ve artırmaya devam ettik. Bugün geldiğimiz noktada, İstanbul ve Aksaray’da bulunan AR-GE merkezlerimiz ve uzman mühendis kadromuzla, Daimler Truck AG’nin global AR-GE ağı içinde önemli bir rol üstleniyoruz.

2009 yılında faaliyetlerine başlayan İstanbul AR-GE Merkezimiz; genel araç konsepti, mekatronik, şasi, kabin, hesaplama ve simülasyon ile homologasyon süreçlerinde küresel projelere katkı sunuyor.

2018 yılında Aksaray Kamyon Fabrikamız bünyesinde faaliyete geçen Aksaray AR-GE Merkezimiz ise, çatı şirketimiz Daimler Truck AG’nin global ağı içinde, dünyanın yol testi onaylarını veren tek merkez konumunda. 2023 itibarıyla bu yetkinliğini bir adım ileriye taşıyarak, elektrikli araçlar için uzun yol testi onaylarını da veren merkez konumuna geldi. Bu merkezlerin Türkiye’de bulunması bizim için önemli bir avantaj; çünkü araçlarımızın yol testleri, müşterilerimizin araçlarını gerçek koşullarda kullanacakları yollarda gerçekleştirilmiş oluyor.

Bu konumumuz, aynı zamanda Türkiye’nin sunduğu yüksek katma değerli bir hizmet ihracatı anlamına geliyor. Almanya, Brezilya, Amerika, Japonya, Çin ve Hindistan’daki Daimler Truck AR-GE merkezleriyle entegre şekilde çalışan İstanbul ve Aksaray ekiplerimiz, birçok projeyi global ekiplerle birlikte yürütüyor.

Mercedes-Benz Türk olarak, AR-GE merkezlerimizin yalnızca teknolojik gelişimi değil, aynı zamanda ülkemizin küresel mühendislik gücünü de temsil etmesinden gurur duyuyoruz.