ABD ekonomisi, Başkan Donald Trump’ın ticaret savaşlarıyla şekillenen politikalarının gölgesinde, 2025 yılının ilk çeyreğinde beklenmedik bir şekilde yıllık bazda yüzde 0,2 oranında küçüldü.
Son üç yılda ilk kez küçülme kaydeden dünyanın en büyük ekonomisi hem iç hem de dış kaynaklı baskılarla zor bir döneme girdi. Ticaret Bakanlığı’nın geçtiğimiz günlerde açıkladığı resmi verilere göre, 2024’ün dördüncü çeyreğinde yüzde 2,4 büyüyen ekonomi, yeni yılın ilk üç ayında hızla ivme kaybetti ve negatif bölgeye geçti.
Ekonomideki bu sürpriz daralmanın başlıca nedeni, ithalattaki olağanüstü artış oldu. ABD’deki şirketler, Trump yönetiminin devreye almayı planladığı yüksek gümrük tarifeleri nedeniyle yabancı ürünleri önceden getirme yarışına girdi. Bu aceleci ithalat, ilk çeyrekte yüzde 42,6 gibi rekor düzeyde bir artışa yol açtı. Ekonomik hesaplamalar açısından bakıldığında, ithalatın artması gayri safi yurtiçi hasılayı (GSYH) düşürüyor. Çünkü GSYH, yalnızca ülkede üretilen malları ve hizmetleri hesaba katıyor; ithalatın aşırı yükselmesi ise toplamı aşağıya çekiyor.
İthalattaki bu yükseliş, GSYH büyümesinden 5 puandan fazla götürerek ekonomiyi negatif alana iten ana unsur oldu. Ancak uzmanlar, ithalattaki bu ani yükselişin geçici olduğunu ve ikinci çeyrekte tekrarlanmasının beklenmediğini belirtiyor. Bu nedenle, yılın geri kalanında ithalatın GSYH üzerinde daha ılımlı bir baskı yaratması bekleniyor.
Ekonominin lokomotiflerinden biri olan tüketici harcamaları ilk çeyrekte gözle görülür biçimde yavaşladı. Bu durum, artan belirsizlik, fiyat dalgalanmaları ve ticaret gerilimlerinin halkın harcamalarında temkinli davranmasına yol açmasından kaynaklanıyor. Federal hükümet harcamalarındaki yıllık yüzde 4,6’lık düşüş ise son üç yılın en sert daralması olarak kayıtlara geçti. Kamu harcamalarındaki bu gerileme de GSYH’ye ek bir baskı yaptı.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen iş yatırımlarındaki yüzde 24,4’lük güçlü artış, ekonominin tamamen durmadığını gösteriyor. Şirketlerin, ithalat vergileri yürürlüğe girmeden önce stoklarını artırması, ilk çeyrek büyümesine yaklaşık 2,6 puan katkı sağladı. Ancak bu katkının da devam etmesi beklenmiyor; zira firmalar kısa sürede büyük stoklar oluşturduktan sonra yeni yatırımlarda daha temkinli davranabilir.
GSYH verilerinin içinde, ekonominin gerçek gücünü daha net yansıtan ve dalgalı kalemleri dışarıda bırakan bir ölçüt, ilk çeyrekte yüzde 2,5 oranında arttı. Bu oran, 2024’ün dördüncü çeyreğindeki yüzde 2,9’luk artışın gerisinde kalsa da hala güçlü bir iç talep ve yatırım dinamiğine işaret ediyor. Söz konusu kategori; tüketici harcamaları ve özel yatırımları içerirken, stoklar, ihracat ve devlet harcamaları gibi kısa vadede dalgalanabilen unsurları kapsam dışı bırakıyor.
Ekonomistler, ticaret savaşlarının yarattığı belirsizliklerin uzun vadede iş dünyasının yatırım kararlarını ertelemesine ve tüketicilerin harcama eğilimlerini azaltmasına neden olabileceğinden kaygı duyuyor.
Başkan Trump’ın uygulamaya koyduğu ve planladığı gümrük tarifeleri, ekonomik tabloya önemli bir gölge düşürdü. Çelik, alüminyum ve otomobil gibi stratejik sektörlerdeki ek vergilerin yanı sıra, neredeyse tüm ülkelerden ithal edilen ürünlere yönelik yüzde 10’luk genel bir gümrük vergisi teklifi, iş dünyasında büyük bir kaygı dalgası yarattı.
Ancak geçtiğimiz günlerde bir federal mahkemenin, Başkan’ın yetkisini aştığı gerekçesiyle söz konusu yüzde 10’luk gümrük vergisini ve Kanada, Meksika ile Çin’den ithal edilen bazı ürünlere uygulanan özel vergileri durdurması, piyasalar açısından kısmi bir rahatlama getirdi. Yine de bu kararın nihai olup olmayacağı ve Trump yönetiminin yeni bir hukuki hamle yapıp yapmayacağı belirsizliğini koruyor.
Ticaret Bakanlığı, 2025’in ilk çeyreğine dair GSYH verilerini üç aşamada açıklıyor. Şu an açıklanan ikinci tahmin olurken, nihai veriler 26 Haziran’da kamuoyuna sunulacak. Ekonomistler, ilk çeyrekteki negatif büyümenin bir kaza olarak kalabileceğini, yılın geri kalanında büyümenin tekrar pozitife dönme ihtimalinin güçlü olduğunu dile getiriyor.
Ancak bunun gerçekleşebilmesi, büyük ölçüde Trump yönetiminin ticaret politikalarında atacağı adımlara, küresel ticaret gerilimlerinin seyrine ve tüketici güvenindeki toparlanmaya bağlı. Artan faiz oranları, enflasyon baskıları ve küresel jeopolitik riskler de ekonominin kırılgan noktalarını güçlendiren önemli faktörler olarak öne çıkıyor.
Özetle, ilk çeyrekteki küçülme, Trump’ın ticaret savaşı politikasının hem reel ekonomi hem de beklentiler üzerinde ne denli etkili olabileceğinin somut bir göstergesi oldu. İthalatta yaşanan rekor artışın yarattığı geçici büyüme katkısı, sonunda ekonomiyi negatif alana sürükledi. İş dünyasının ve tüketicilerin gözünde giderek artan “belirsizlik” algısı, ekonominin en büyük düşmanı olmaya devam ediyor.
ABD ekonomisinin önümüzdeki aylarda bu fırtınalı dönemi nasıl atlatacağı, sadece iç politik hamlelere değil; küresel ticaret ilişkilerinde atılacak akılcı ve dengeli adımlara da bağlı olacak.
Kaynak: Euronews
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
Zaferozcivan59@gmail.com